Tayfun Gönül'ü Sevgi ve Özlemle Anıyoruz
Tayfun Gönül 1958 yılında İzmit’te doğdu. Çocukluk yılları İzmit ve İstanbul’da geçti. Ankara Fen Lisesi’nin ardından Hacettepe Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. O dönemin politik atmosferi gereği daha lise yıllarında siyasî çevrelerde yer aldı.
Tayfun, 80'li yıllarda sözleriyle, varoluşlarıyla anarşist düşünceyi dillendiren ilk kuşaktandı. 89'da zorunlu askerliğe karşı vicdani ret tercihini beyan ederken sonraki yıllarda da gündemden düşmeyecek olan anti-militarizm, savaş karşıtlığı ve sosyal ekoloji gibi birçok alanda öne çıkan kişilerdendi.
Hayatı boyunca arzuladığı Gezi Direnişi benzeri bir isyanın arifesinde, 2012 yazında aramızdan ayrıldı. Tayfun hayata veda ederken anarşist düşünce ve pratiğe olduğu kadar toplumsal ekoloji hareketine de esin kaynağı niteliğinde geriye çok sayıda yazı bıraktı. Vicdanî Anarşizm adlı kitabı bu yazılardan bir seçkidir.
Konu sosyal hareketler olunca, Türkiye toplumsal muhalefetinin medarı iftiharı sayılan Gezi isyanını hatırlamamak olmaz. Çünkü Gezi direnişi hem toplumsal ekoloji vurgusuyla hem de ahlâkî ve vicdanî boyutlarıyla hafızalardan silinemeyecek en etkili, en yaygın isyandı. Bu çaptaki direnişler devamı oldukları sosyal hareketlerin deneyim ve düşünce birikimleriyle yeni ufuklar, yeni açılımlar ve alternatif yeni yaşam pratikleri sunar.
Gezi’deki ekolojik duyarlılığın, sivil direnişin, birbirini kollayan kardeşlik ve dayanışma duygusunun ve en önemlisi de otoriter tahakküme karşı taşıdığı özgürlükçü ruhun beslendiği kaynaklardan biri de Türkiye’deki anarşist düşünce ve deneyimlerdi. 80'li yıllarda başlayan çevreci farkındalığın, özgürlükçü sosyal ekoloji hareketine dönüşmesinde anarşistlerin belirleyici bir etkisi oldu. Ve bu hareketin düşünsel perspektifinde Tayfun Gönül'ün göz ardı edilmeyecek bir payı olduğu unutulmamalı.
İşte Gezi direnişi gibi toplumsal ekoloji isyanlarının otuz yıldır ne tür damarlardan beslendiğini görmek için Tayfun’un belge niteliğindeki yazılarına bakmak gerek.
Ölümünün ardından bir arkadaşının söylediği gibi “Tayfun geç kalmış bir kalenderî dervişi, gönül ve muhabbet ehli bir sufî gibi yaşadı ve ayrıldı aramızdan”. Şimdi yokluğunun sekizinci yılında özlemi ve hüznü hâlâ sürüyor içimizde.
Onu sevgiyle anıyoruz.